27 Eylül 2007 Perşembe

depresyondayım

Ne söylesem boş biliyorum.
Evet bazen emek veririz sevgimize, sevdiklerimize
Haketmezler belki,
Yanımızda olmalarını istediğimizde de yoklardır.
Hata yapanın biz olmamız
Ya da karşı taraf olması hiçbişeyi değiştirmez.
Acı bizimdir ve yaşamak gibi de bir zorunluluğumuz vardır.
Unut derler,
Unutursun derler...
Ama ben unutmayacağım
Çünkü güzel günlerin değerini ancak acı yaşayarak öğrenir insan.
Ve evet
sevgimi olduğu gibi
Acısını da dibine kadar yaşayacağım.
Eğer böylesi sevebildiysem
Ve eğer bu sevgiyi sığdırabilecek kadar büyük ve temiz bir yüreğim varsa,
Bu yürek yarını da kucaklayacaktır...
Yarını kucaklayabilecek o kocaman yüreklerden birine sahip olan sana huzur dolu uykular.
Her gece sabahı karşılamaya mecburdur unutma.
Biz istesek de, istemesek de... (27.09.2007/ 01.22)

(Alıntı; çok sevdiğim bi arkadaşım)
Canım arkadaşım, belki de sen haklısın??? Kimbilir, belki de boşunadır bu haller, tek zarar gören benimdir belki de. Ah bir söz dinletebilsem yüreğime;(((

sobelenmişim

evet ilk defa oluyo
aşkar beyefendi beni sobelemiş
iyi de yapmış
bu oyunu hala tam olarak anlamış değilim
bi deneyelim bakalım


...onları uzun vadeli hafıza bölümüne kaydediyordu; altı ay sonra bu kouşmalarını harfi harfine tekrarlayabilirdi.
Irvın D. YALOM, Nietzsche Ağladığında
itiraf ediyorum bu ara kitap okumuyodum ev arkadaşımdan yardım aldım;)))

Sanırım şimdi sobeleme sırası bana geldi ve kurbanlarımı seçiyorum
Sunshine ilk kurbanım
ikincisi de Linka
hadi kızlar benimle uğraşmaya devam...

21 Eylül 2007 Cuma

nereye gidiyoruz

Bu akşam bi değişiklik yapalım deyip, iftar için kızılaya gittik.
Keşke gitmeseydim;(((
Biz keyfimiz yerinde gittik oturduk, yemeğimizi yedik. Çok şükür karnımızı doyurduk, hadi biraz da dolanalım deyip vurduk kendimizi kızılay sokaklarına. Bi çocuk çıktı yolumuza "abla nolur bana bi ekmek al" dedi. Yazıkki bu dilenci manzaralarına çok alışıgız. Geçip gittim önünden, aklım biraz ilerledikten sonra başıma geldi. Bu seferkinde bi değişiklik vardı. Abla bi ekmek parası, okul harçlığı ne bilim ilaç parası, vesayre dememişti, "bana bi ekmek al nolur" Bildik,alışıldık sözlerden değildi onunki. Birden durup geri döndüm ve arkamda gördüğüm ufalmış, omuzlarını çökütmüş, yürümeye bile mecali olmayan çocuk "abla inanmıyosan sen al".dedi... Hiç gözümün önünden gitmiyor, hali içime oturdu ya, bi an kendimi düşündüm onun yerinde... Sokak ortasında hıçkıra hıçkıra aılamak geldi içimden.Nasıl bi dünyada yaşıyoruz biz ya, nasıl bir ülkeyiz, nasıl insanlarız... O çocuk ve onun gibi yüzlercesi.... Ne olacak, hadi bu akşam doyurdu diyelim karnını, peki ya yarın, ya ondan sonraki günlerde???
İnsanlık mı öldü? Nerde bu bebelerin anası, babası??? Asıl tam burda sormak gerekiyo meşhur soruyu, NERDE BU DEVLET, NERDE BU MİLLET???
Birileri (sözüm ona iftar sofrası) bi kuş sütü eksik sofralarda keyfinde aleminde, birilerinin ne yiyecek ekmeği var, ne başını sokacak bi yeri.
İnsanlığımdan utandım bu akşam, elimden hiçbişey gelmeyişinden. Şehrin en lüks, en kalabalık yerine gidip bagırmak geliyor içimden, "Bu nasıl adalet,bu nasıl insanlık"
Herkes kendi halinde, kendi derdinde yaşayıp gidiyoruz,
Bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacagız, insanlık nereye gidiyo???

19 Eylül 2007 Çarşamba

cancan bişeyin kısaltması olmaz olurmu, hayatın kısaltması...
Başkaları senin aşk dediğin şeyi hiç acımadan en güzel yerinden makaslıyor, hiç yürekleri sızlamdan ve sen aşkına mı yanacaksın yoksa ona verdiğin değeri aslında hiç haketmediğine mi diye düşünürken ömründen ömür gidiyo, hastalıklara tutuluyosun vesayre vesayre vesayre...
Ve büyük aşkın hayatının kısaltması oluyor, ne acı....

19 Eylül 2007 Çarşamba 01:04
Sunshineciğime yorum yazmışım, bidaha okudum iyi de yazmışım, içten yazmışım. Yazıkki haklıyımda;(((

18 Eylül 2007 Salı

Ramazan

Ramazan geldi ve ben canım annemin kıymetini bi kez daha anladım. Ya ne zormuş her gün iftarda ne pişirsem, sahura değişik ne yapsam diye düşünmek. Evde annem bu işleri tek başına gayet güzel yürütürdü, şimdi biz öğrenci evimizde 4 kişi üstesinden gelemiyoruz.
Ve çok ilginçtir Ramazan başladığından beri kendimi evin annesi gibi hissediyorum niyeyse???
Sahur oldu ben hala yatamadım, tedirgin oluyorum çünkü uyanamam diye. Yatmıştım ama biraz önce geri kalktım, uyuyamadım çünkü... İçimde hep bi tedirginlik ya saati duymassam uyanamassam diye. Kendim için de değil yatarken kızlara sizi ben kaldırırım demiştim de benim yüzümden aç kalırlar diye korktum. Hem çok değişik bi duygu sofrayı hazırlayıp "hadi kalkın sahur oldu demek" nedense mutlu oluyorum bunu yapınca.
Gittikçe anneme mi benziyorum acaba???
Yoksa yemek düzenimizle beraber fikrimiz, ruhumuz, insanlığımız damı değişiyor acaba Ramazanlarda???
Sebebi herneyse bilmiyorum, ama bildğim bişey var MUTLUYUM, hem de uzun süredir hiç olmadığım kadar;)))
Çok şükür Rabbim.

15 Eylül 2007 Cumartesi

Hiçbişeyi özlemedim içim çekmeden geldim buraya. Ama gelince farkına vardım ki ev arkadaşlarımı çok özlemişim ya. Farkında olmadan kardeş gibi olmuşuz, ayrı kalınca nasıl öslüyomuş insan.

EEE tabi özleyip kavuşunca da kuduruyo insan, Geldiğimden beri yapmadığımız kalmadı ya. Bu kadar çok güler mi insan? Yok biz sapıttık ama. Salıncağa ters binmek mi istersiniz, aynı tahtıravelliye aynı anda dört kişi binmek mi? Hele iftar yemeğimiz tam bi facia... Hurma hırsızına çıkcadı adımız az kalsın, garsonlar bize hurma yetiştiremedi. Hadi o neyse nüzhet "Evde kekik bitmiş" deyip masadakini peçeteye döküp çantaya atmas mı. Çay geldi tabi biz doymak bilmeyen insanlar aynı anda iki bardak çay önümüzde... Sonra bi de "Bi PORSİYON daha peçete alabilirmiyim" diye ıslak mendil isteyen insan evlatları var tabi.


Sayın ev arkadaşlarım!!! Bakın acıyın bana lütfen Derya İstanbula dönene kadar şu çılgınlığın dozunu biraz azaltın.

14 Eylül 2007 Cuma

Tüm yollar Ankara...
Tatil bitti yine burdayız. Üstelik Ramazan.
Neden bilmiyorum ama bu sefer hiç özlem yok içimde. Hiç canım çekmedi gelmeyi ama elim mahkum.. Geldim işte yine. Belki de Ramazandandır diyorum. Evde iftar, sahur ayrı bi keyifli. Hele iftar... Ya çok güzel bütün aile aynı anda oturup kalabalık bi sofrada yemek yemek. Sahip olduklarının kıymetini anlıyo insan. İftar sofrasında hem karın hem de ruh doyuyo sanki ne güzel. Çok şükür Rabbim. Bize böyle keyifleri yaşamamıza vesileler yarattağın için.
Sevgili bloggerlar hepinize hayırlı ramazanlar.
Bu mübarek ay hayırlara vesile olsun inşallah.
Dua ile...